• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
ANI ÖYKÜLERİM

GÜCE BOYUN EĞMEYENLER (II)

GÜCE BOYUN EĞMEYENLER (II)

Yıl 1901.

Padişah Abdülhamid Han…

Dönemin etkili dergilerinden Servet-i Finun’da Hüseyin Cahit Yalçın, “Edebiyat ve Hukuk” başlığıyla bir yazı yayınlar. Bir Fransız yazarın makalesinin tercümesidir bu yazı.

Abdülhamid bu yazıdan hoşlanmaz, çok sinirlenir ve mahkemeye, başta Hüseyin Cahit YALÇIN olmak üzere Servet-i Finun yazarlarının sürgün edilmesini emreder.

Sultanın emrine rağmen mahkeme takipsizlik kararı verir.

Padişah Abdülhamid, bu sefer sürgün emrini Adliye Nazırı/Bakanı Abdurrahman Nurettin Paşa’ya iletir.

Adliye Nazırı, bu emri uygulamaz.

Rivayet odur ki Adliye Nazırı Abdurrahman Nurettin Paşa, adaletin ve hukukun üstünlüğüne binaen:

“Hünkârın fermanı, emri her kapıdan içeri girer amma adalet kapılarından giremez.” der.

***

Yıl 1923

Milletvekili seçimleri yapılacaktır.

Seçime Türkiye’nin tek partisi olan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti/Cumhuriyet Halk Fırkası katılmaktadır.

Bir de bağımsız adaylar.

Gazi Paşa, sadece kendi adaylarının yani Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti/Cumhuriyet Halk Fırkası adaylarının kazanmasını ister ve bunun için çok sıkı çalışır.

Ancak Gümüşhane’de sorun vardır.

Zeki Kadirbeyoğlu Gümüşhane’den “bağımsız” olarak adaylığını koyar.

Ki, Zeki Kadirbeyoğlu:

İstanbul’da mebusken Ankara’ya gelip Milli Mücadele’yi desteklemiştir.

Ve Erzurum Kongresi’nde de Trabzon delegesidir.

Seçimler önce Kelkit’te yapılacaktır ve Gümüşhane seçimleri için belirleyici olacaktır.

Mustafa Kemal, Kelkit Belediye Başkanı Hacı Alaattin Bey’e telgraf çekerek, kendi adaylarının yani Müdafaafa-i Hukuk Cemiyeti adayının desteklenmesini, bağımsız aday Zeki Kadirbeyoğlu’na oy verilmemesini ister.     

Ancak Kelkit Belediye Başkanı Hacı Alaattin Bey, Mustafa Kemal’in bu isteğine “Hayır” der.

Gazi Mustafa Kemal, Gümüşhane Belediye Başkanı Osman Bey’e de çektiği telgrafla “Müdaafa-i Hukuk Cemiyeti adaylarının seçimi kazanması gereklidir.” der.

Seçimlerin yapılacağı gün, oy kullanılacak Kelkit Belediye binasına kaymakam vekili ve jandarma komutanı gelir.

Komutan:

“Biz emir aldık. Seçmenin verdiği oyu göreceğiz. Kimse, Müdaafa-i Hukuk Cemiyeti adaylardan başkasına oy veremez.” der.

Kelkit Belediye Başkanı Hacı Alaattin Bey:

“Madem öyle, biz de ilçe adına seçimlere katılmayacağız.” der ve salonu boşaltırlar.

Binbaşı, telâşla postaneye gider ve durumu M.Kemal Paşa’ya iletir.

M. Kemal, Kelkit Belediye Başkanı Hacı Alaattin Bey’i telgraf makinesinin başına çağırtır ve bağımsız aday Zeki Kadirbeyoğlu’na oy verilmemesini, hükûmet adayının desteklenmesinin Gümüşhane’nin hayrına olacağını belirtir.

Kelkit Belediye Başkanı Hacı Alaattin Bey:

“Paşam, ellerinizden öperim. Bu benim elimde değildir. Halk and içmiştir.

Çünkü Zeki Kadirbeyoğlu Umumi Harp’te (I.Dünya Savaşı) ölümüze tabut, dirimize beşik olmuştur. Harpten sonra da açlık çeken halka hem yiyecek hem de tohumluk temin etmiştir.

Eğer bizi istemiyorsan, birer kağnımız, bir de massamız (övendire, modul) vardır. Yer gösterin oraya gidelim.” der.

M. Kemal binbaşıya derhal telgrafla emir verir:

“Çekiliniz ve seçimleri serbest bırakınız. Bu kadar kararlı olan halka fazla tazyik/baskı yapılamaz.”

Ve seçimi bağımsız aday Zeki Kadirbeyoğlu kazanır.

***

Emirlerine karşı gelinen iki otorite…

Biri Halife Abdülhamid…

Diğeri Gazi Mustafa Kemal Paşa…

Abdülhamit, sürgün emrini uygulamayan mahkemenin hakimlerini başka yerlere sürmez, görevden de el çektirmez.

Yine sürgün emrini yürürlüğe koymayan Adliye Nazırı Abdurrahman Nurettin Paşa’yı da azletmez…

Görevden almaz…

***

Gazi Mustafa Kemal de talimatlarına uymayan Kelkit Belediye Başkanı Hacı Alaattin Bey’e,

Gümüşhane Belediye Başkanı Osman Bey’e hiçbir yaptırım uygulamaz.

Gümüşhane halkının demokratik tercihine saygı duyar.

***

Acaba diyorum, bugün, adalete ve demokratik temayüllere saygı bağlamında nerelerdeyiz?

Ya da otoriteye/güce/iktidara en az Adliye Nazırı Abdurrahman Nurettin Paşa kadar;

Kelkit Belediye Başkanı Hacı Alaattin Bey kadar “itiraz” edebilecek bir iradenin, bir cesaretin sahibi miyiz?

 

NOT: Yukarıdaki tarihi bilgiler, Taha AKYOL’un “Onlar da Kahramandı” adlı kitabından alınmıştır.

Hava Durumu
Saat