• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
ANI ÖYKÜLERİM
ZEKAİ GÖRGÜLÜ
z.gorgulu@hotmail.com
AYRILDIKÇA BÜYÜRÜZ
17/12/2017

Anne, üçüncü sınıftaki kızını, ikinci kattaki sınıfına kadar çıkarıyor.

Tabi öğrencinin çantası annenin sırtında!

Şimdi moda bu! Öğrencinin çantasını taşmak!

Sınıfa girince kızını durduruyor ve sırtındaki kabanını çıkarıp askılığa asıyor.

Sonra sırasına kadar da götürüp, oturtuyor.

Anne, sınıftan çıkıp hızlıca kantin katına iniyor. Çok geçmeden elinde bir şişe suyla tekrar sınıfa girip, çocuğun çantasının yanındaki küçük cebe su şişesini yerleştiriyor.

Biraz sonra da sınıftan çıkıyor görevini tam yapmanın huzuru içinde! 

***

Anne, okulun girişinde öğretmen arkadaşı bekliyor elinde çocuğuyla.

Sabırsız… Sinirli hatta…

Gelen öğretmenin karşısına dikiliyor:

-        Hocam siz çocuğumu dün sınıfın arkasına oturtmuşsunuz.

-        Evet.

-        Ama çocuğumun psikolojisi bozuldu(!)

Velilerin çocukları hep önde olacak. Hep göz önünde.

Arkada, arka tarafta kimin olduğu, oturduğu önemli değil!..

***

Öğretmen arkadaşım öğrencilerine çok basit bir “el işi” ödevi veriyor.

Çiçek resmi çizecekler renkli kağıtlara.

Kesecekler. Çiçeğe pipetten ya da kürdandan bir sap yapacaklar… vs…

Ertesi gün çalışmalar geliyor.

Hepsini anneler yapmış!

Düzenli kesilmiş çiçekler… simetrik... Kusursuz… süslü… vs

Veliler WhatsApp gruplarından yapılan ödevleri paylaşıyorlar.

Yarışıyorlar adeta!

Bizim çoğun çalışması(!) Bizim ki de bu(!)

Çocuklar ertesi gün getiriyorlar ödevlerini. “Ben yaptım.” diyerek.

Daha bu yaşta yalana, aldatmaya alıştırılan çocuklar.  

Öğretmen kızıyor tabi…

***

Babaanne, ikinci sınıftaki erkek torununa öğle yemeğini getirmiş. Babaanne yediriyor yemeği. Ekmeği kendi bölüp veriyor torununun ağzına.

Öğretmen arkadaş müdahale ediyor:

-        Bırak çocuk kendi yesin yemeğini.

-        Üstüne döker!

-        Bırak da döksün. Döksün ki dökmeme becerisini edinsin.

-        Ama daha çocuk o(!)

Ve iki gün sonra da ben kendim görüyorum iki annenin, ellerinde kaşıklarıyla kızlarının ağzına yemek götürdüğünü!

***

Çantayı anne taşıyor.

Kantinden suyu anne alıyor.

Elişi ödevini anne yapıyor.

Yemeği anne yediriyor.

***

Demek ki diyorum, bizimkiler anne değilmiş!..

Döke saça yedik.

Düşe kalka büyüdük.

Okula arkadaşlarımızla “yürüyerek” gittik.

Ta yukarılardan, orman köylerinden gelen arkadaşlarımız vardı yürüyerek.

***

Şimdikiler iki adım yerden “özel” arabayla geliyorlar okula.

Yürümüyor çocuklar. yürütülmüyorlar.

Bir yürüme hikâyesi olmuyor çocuğun. Yolda yürürken bir “selâmlaşma” hikâyesi de. Bir arkadaş edinme deneyimi ya da.

*** 

Anne bırakmıyor ki çocuk becerisini geliştirsin.

Hayal etsin. Yanlış yapsın. Düzeltsin.

Tökezlesin. Düşsün. Kalksın. Ancak düşenlerin bir kalkma hikâyeleri vardır.

***

Oysa insan ayrıldıkça büyür. olgunlaşır.

Rahimden ayrıldıkça.

Memeden…

Annenin elinden…

Sonra aileden…

Her ayrılma bir “kendi olma” hikâyesidir.

Şahsiyet kazanma hikâyesi…

Eğer anne çocuğunun üzerinden kuşatmayı kaldırmazsa, sonuç geriye dönüştür.

Çocukluğa… yani bağlılığa… bağımlılığa… bir “büyüksüz” yapamamaya… 



1565 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ESENÇAY'DA RAMAZAN - 20/05/2018
Esençay
ALEVİ SEMAHIYLA SAHURA KALKMAK - 20/05/2018
alevi semahıyla
BİR MİRAC’A DAHA İHTİYAÇ VAR - 14/04/2018
BİR MİRAC’A DAHA İHTİYAÇ VAR
MUHTAÇ ZAYIF KİŞİLİKSİZ DUYGUSUZ VE ŞIMARIK - 13/03/2018
muhtaç... zayıf... etkisiz...
ZAHİRİ DİNDARLIK - 01/03/2018
zahiri dindarlık
KİM KAHREDECEK AMERİKA'YI - 15/01/2018
Kim kahredecek Amerika'yı
YENİ YIL HUZUR GETİRİR Mİ - 01/01/2018
Yeni yıl
İNSANLIĞI ÇOCUKLAR KURTARACAK - 26/12/2017
Dünyayı çocuklar kurtaracak
GOOGLE FACEBOOK KULLANMAYIN - 19/12/2017
Kudüs
 Devamı
Hava Durumu
Saat