İNGİLTERE:

İngiliz üniversitelerinde rektör adaylarını:

* Üniversite profesörleri…

* Özel sektör temsilcileri…

* Öğrencilerin de üye olduğu üniversite komitesi belirliyor.

* Ve son olarak üniversite konseyi, belirlenen profesörü rektör olarak atıyor.

ALMANYA:

İçinde öğrenci temsilcilerinin de bulunduğu üniversite kurulu rektör adayını belirleyip eğitim bakanının onayına sunuyor…

FRANSA:

Rektörü, öğrenci ve akademik personel seçip üniversite konseyine sunuyor.

İTALYA:

Rektörü, okul idaresi, akademik kadro ve öğrenci temsilcileri seçiyor.

YUNANİSTAN:

Rektör adayını üniversitenin seçiciler kurulu, üniversitenin profesörleri ve doçentleri arasından seçiyor, eğitim bakanı da atıyor.

İSVEÇ:

Aralarında öğrenci temsilcilerinin de bulunduğu Üniversite Yönetim Kurulu, rektör adayını belirliyor. Bakanlar kurulu da seçilen rektörü atıyor.

G.KORE                                                                                                                                  

Rektör aday(lar)ını üniversitelerin “tavsiye komiteleri” belirler. Cumhurbaşkanı bu tavsiye üzerinden rektör atamasını yapar.

AZERBAYCAN VE MISIR

İki ülkede de rektörler, cumhurbaşkanı tarafından atanmakta.

ÜRDÜN

Rektör, hükûmet yetkililerinin yer aldığı kurul tarafından belirlenmekte.

HİNDİSTAN

Eyalet valisi, bölgedeki üniversitelerin de rektörüdür.

PAKİSTAN VE BANGLADEŞ

İki ülkede de cumhurbaşkanları, aynı zamanda üniversitelerin de rektörleridir .

ÇİN

Her üniversitede Komünist Parti sekreterinin başkanlık ettiği parti komitesi, rektör atamasını yapar. Rektör, parti üyeleri arasından seçilir.

VE TÜRKİYE

Rektörleri cumhurbaşkanı atar.

SONUÇ:

Trump yönetimi, Harvard Rektörlüğüne resmi bir yazı göndererek, bütçeden ödenek almanın bir “hak” olmadığını ve üniversitenin 2.3 milyar dolarlık ödeneğini dondurduğunu belirtiyor.               Ve Harvard Üniversitesi rektörünü TRUMP atamadığı içindir ki üniversite rektörlüğü, TRUMP’a karşı cephe alıyor ve “Üniversite özgürlüklerini ihlal eden talepleriniz talihsizdir...” diyebiliyor.

Ve yine bu yüzdendir ki:

 “Yüksek öğretim, Amerika'nın en iyi endüstrisidir. Dünyanın en iyi on üniversitesinden sekizi Amerika'dadır.”