• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
ANI ÖYKÜLERİM
ZEKAİ GÖRGÜLÜ
z.gorgulu@hotmail.com
YENİDEN YAPILANMA (1)
11/05/2013

Yüz yıllık bir suskunluktan sonra yeniden konuşmaya başladık.
Tekrardan...
Unuttuğumuz tarihimizde olduğu gibi.
Gerçek kimliklerimizle.
Susturulmuş yanlarımızla...
Bastırılmış...

***
Farklılıklardan tehdit üreten bir rejim inşaa ettik geçen yüz yılın başında.
Ve hep korktuk yıkılmaktan.
Bölünmekten...
Yıkacak ve bölecek olanı da kendi "içimizden" ürettik.
İç düşmanlar yarattık.
İçimizden...
Kendimizden...
"İnançlarımız" düşmanı oldu yeni rejimin!..
Dindarlığımız... mezhebimiz... ideolojimiz... dilimiz...

***
Yaşı benim gibi elliyi geçmiş olanlar hatırlarlar "zikir" çekilen evlere, dergâhlara yapılan baskınları ve akabinde gelen tutuklamaları.
Zikir çekenlerin rejimi yıkacaklarından korktu hep cumhuriyet elitleri, bürokratları.
Zikir çekenler de "devletlerinden" korktular hep.

***
Yine yaşı elliyi geçmiş olanlar, daha otuz-kırk yıl önce "Alevi" sözcüğünün ulu orta söylenemediğini de hatırlarlar.
Aleviliğin temel kavramlarıydı dervişlik, babalık, dedelik, cemevi...
Ve kurulan yeni devletin rejimi yasaklayıverdi dedeliği, babalığı, şeyhliği, dervişliği, vs...
Ve kapatıldı cem evleri, tekkeler, zaviyeler, dergâhlar...

***
Okulların istisnasız her sınıfında, "Cumhuriyetin Getirdiği Yenilikler" köşesi vardı.
Ve yine istisnasız her bir köşede aynı resimler yer alırdı...
Peçeli (örtülü) kadınlar...
Gericiliğin, geri kalmışlığın sembolüydüler!..
Kadınlar gericiliklerini "kadınlıklarından" değil, başlarındaki örtüden alıyorlardı.
Zira muhtemelen aynı kadının karşı taraftaki başı açık resmi de çağdaşlığa tekabül ediyordu.
Medeniliğe...
Kadının "kadınlığından" değildi çağdaşlığı ya da medeniliği. Başının açıklığındandı!..
Ve o kadının "örtüsü" cumhuriyet tarihi boyunca devletin "iç düşmanı" olarak okullara sokulmadı.

***
Ve o "Cumhuriyetin Getirdiği Yenilikler" köşesinin bir vazgeçilmezi de Osmanlıca-Arapça harflere yüklenen anlamdı.
İmparatorluğun ürettiği "Osmanlıca" da gericiliğin, ilkelliğin sembollerindendi artık.
Ve karşısında "Latince" harflerden üretilmiş alfabe de "Türkçe" oluvermişti birden.

***
1979 yılında yirmi yaşlarında bir genç olarak Kars'ın Digor ilçesine bağlı bir köy okuluna öğretmen olarak atanmamdan bir yıl sonra, 12 Eylül idaresinin, Kürtçe konuşulmasını okullarda yasaklamasından anlamıştım ki, Kürtçe de rejimin iç düşmanıydı!..

***
Geçmişimizden korktuk adeta.
Geçmişimizin, geleneğimizin taşıyıcısı olan giyim-kuşamdan korktuk.
Yaşam biçimimizden.
Aleviliğimizden...
Sünnîliğimizden...
Farklı dillerimizden, meşreplerimizden.
Bütün bunların bizi böleceğinden.

***
Osmanlı korkmamıştı oysa.

Zira büyüklük, medeniyet iddiası olma hali böyle bir şeydi.

Osmanlılığımız farklılıklardan korkmamıza engeldi aslında.
Ancak Osmanlı'yla yani geçmişimizle, yani geleneğimizle kesilen ilişkimiz bizi sahipsiz bıraktı.
Bu "sahipsizlikti" aslında bizi korkutan.
Ve bu sahipsizlikte böyle bir korku algısı yaratan "cumhuriyetçi-laikçi" elitlerdi...
Onların oligarşik faşizmleri...

 (Devam edecek)

 



3975 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ALEVİ SEMAHIYLA SAHURA KALKMAK - 20/05/2018
alevi semahıyla
ESENÇAY'DA RAMAZAN - 20/05/2018
Esençay
BİR MİRAC’A DAHA İHTİYAÇ VAR - 14/04/2018
BİR MİRAC’A DAHA İHTİYAÇ VAR
MUHTAÇ ZAYIF KİŞİLİKSİZ DUYGUSUZ VE ŞIMARIK - 13/03/2018
muhtaç... zayıf... etkisiz...
ZAHİRİ DİNDARLIK - 01/03/2018
zahiri dindarlık
KİM KAHREDECEK AMERİKA'YI - 15/01/2018
Kim kahredecek Amerika'yı
YENİ YIL HUZUR GETİRİR Mİ - 01/01/2018
Yeni yıl
İNSANLIĞI ÇOCUKLAR KURTARACAK - 26/12/2017
Dünyayı çocuklar kurtaracak
GOOGLE FACEBOOK KULLANMAYIN - 19/12/2017
Kudüs
 Devamı
Hava Durumu
Saat