YANMAN MI GEREK
Ey suskun, duyarsız, tepkisiz toplum!
Hep bu kabuklarda sinmen mi gerek?
Zulme baş eğdin kimdendi korkun?
Onca serden sonra dönmen mi gerek?
İki Temmuz dündü, sen tarihe bak.
Mansur’u astılar suçu enel hak!
Ege’de Bedreddin, ya Baba İshak,
Onları tarihe gömmen mi gerek?
Kerbelâ vakası hala içimde,
Hüseyin’in kellesi kılıç ucunda Koskoca Pir Sultan darağacında Onları yanarak anman mı gerek?
Yorguni andıkça kabarır içim.
Nesimi yüzüldü sorarım niçin?
Senin bu gafletten uyanman için,
Otuzar otuzar yanman mı gerek?
*** *** ***
Edip AKBAYRAM’ın yeni duyduğum ve duygulanarak tekrar tekrar dinlediğim “YANMAN MI GEREK” şarkısının sözleri...
İslam dünyasının kendi içinde yarattığı düşmanlığın, zulmün, acımasızlığın fotoğrafı gibi.
Asılanlar...
Yakılanlar...
Derisi yüzülenler...
Kellesi kılıç ucunda olanlar...
***
Tam da son günlerde Cemevlerine yapılan saldırılarla örtüştü.
***
Peygamber efendimiz henüz yeni ölmüştür...
Cenazesi ortadadır...
Beni Saide avlusunda ensar, halifenin kim olacağını tartışmaya başlar!
Hz. Ali cenaze işleriyle meşgul olduğu bu toplantıda yoktur.
Sonuçta Hz. Ebubekir halife seçilir.
Ardından Hz. Ömer...
Hz. Osman...
Ve Hz. Ali...
Kabile egosu/taassubu hortlar ve işlemeye başlar.
Halifeliği/iktidarı/gücü ele geçirme arzusunun önünde hiçbir şey durmaz...
duramaz...
Dört halifenin üçü öldürülür:
Hz. Ömer, sabah namazını eda ederken hançerle şehit edilir.
Hz. Osman, oruçluyken ve Kur'an okurken öldürülür.
Hz. Ali sabah namazında zehirli bir kılıç darbesiyle saldırıya uğrar ve şehit edilir.
***
Ve Peygamberimizin torunları:
Hz. Hasan zehirlenerek...
Ve Hz. Hüseyin de kellesi kesilerek şehit edilirler...
Barış ve kardeşlik dini İslâm, bir anda mezhepçi iktidar/güç savaşlarının aracına dönüşür.
*** *** ***
Cemel Vakası/Savaşı’nda 20 bin Müslüman birbirini katleder...
Ve Sıffin Savaşı’nda 70 bin Müslüman...
***
Asırlar sonra dahi yukarıdaki tablodan bir ders çıkarmama, çıkaramama akılsızlığımız, basiretsizliğimiz devam etti.
Maraş’ta 100’ü aşkın insanımız...
Çorum’da 57 vatandaşımız...
Sivas’ta 33 vatandaşımız yanarak/yakılarak öldü...
***
Ve bugün, bu çağda siyasetin, siyasetçinin Muharrem ayında cemevlerine yaptığı ziyaretten politik gündem yaratmanın ucuzluğundayız.
Sadece “ziyaret eden”le, “ziyaret edilen”i ilgilendiren ya da ilgilendirmesi gereken bir konu, bir anda ülke siyasetinin gündemine bomba gibi düşüyor...
***
“Var olmak” için hep bir düşmana ihtiyaç duyduk!
Yok edilmesi gereken bir “ötekine!...”
Karşıtımıza...
Ama her halükârda yok edilmesi gerekene!..
Ancak düşmanımızla var edebiliyoruz kendimizi!..