YENİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINA BAŞLARKEN

Üyelik Girişi

ANI ÖYKÜLERİM

FAVORİ SİTELER

SEÇMELER

Videolar

ESENÇAY'IN ESKİ YÜZLERİ

ZEKAİ GÖRGÜLÜ
z.gorgulu@hotmail.com

YENİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINA BAŞLARKEN

29/08/2012

Bir akademisyen seçkinciliği ve çokbilmişliğiydi bakanın dayattığı 4+4+4...
Demokratik süreçlerin işletilmediği bir jakoben devlet tavrı.
Öğretmenlerin hesaba katılmadığı, önemsenmediği...
Yer yer aşağılandığı...
Ve hakarete uğradığı hatta...
Verimsizdiler öğretmenler!..
Az çalışıyor, çok tatil yapıyorlardı!..
Başbakana göre!..
***
Oysa sayın bakan, birinci sınıfların ders yükünün fazla olduğunu ve çocukların eğitimden soğuduğunu belirtti internet üzerinden verilen canlı seminerde.
Ve ileri sınıflarda da ders saatlerinin az olduğunu açıkladı...
Gelişmiş ülkelerin okullarındaki ileri sınıflarda öğrenciler Türkiye'deki öğrencilerden daha fazla fen ve matematik dersi görüyorlardı...
Sayın bakanın söyledikleri doğruydu.
Sistemin başarısızlığı da...
Peki başarısız bir sistemde öğretmenin başarısı mümkün müydü?..
Öğretmenin önüne bu başarısız sistemi kim getirip koydu?
Kim yapıyordu bu programları?
Bakanlık mı, öğretmenler mi?
***
Mevcut eğitim sisteminin bir ihtilal projesi olduğu doğruydu.
Çağdaş eğitimden uzak olduğu da.
Pedagojik niteliğinin yetersizliği de.
Yani mevcut sistem üretken ve verimli değildi.
Öğrencinin yeteneklerini ortaya çıkarmıyor ve geliştirmiyordu.
Peki sorun neredeydi o zaman?
***
Türk siyaseti, yanlış yapabileceğini kabul edecek bir mütevaziliğe, alçakgönüllülüğe sahip değil.
Bir buyurgan devlet refleksi, devletin yapısına ve devleti yönetmeye talip siyasetçinin tüm genlerine sinmiş adeta.
***
Elbette öğretmenler de hiç bir kibre kapılmadan bu başarısızlıkta paylarına düşeni üstlenmek durumundadırlar.
Başarısızlığın tüm faturasını sistemi belirleyenlere yüklemek öğretmenleri hatadan beri yapmaz.
Şunu açık yüreklilikle belirtmeliyim ki, öğretmen dünyası eğitim politikalarının oluşturulmasında gündem belirleyecek bir yetkinlikte olamadı hiç.
Sistem arıza verdikçe siyaset kurumu paketler hazırlayıp öğretmenin önüne koydu.
Öğretmenin yapabildiği tek şey "itiraz" etmek oldu.
Önüne "konulanı" anlayıp yorumlayacak, eksiklerini tamamlayacak ya da alternatif bir program geliştirecek "mecali" kendinde bulamadı maalesef.
***
Hep "alışılmış" "ezberlenmiş" olanı uyguladık durduk.
Alışkanlık...
tekrardan ibaret olan...
düşünülmeden yapılan...
ezbere...
heyecan duyulmadan...
***
Yeni...
Rahatsız edendir...
Anlamaya mecbur eder insanı.
zahmetlidir de...
alışkanlıkları bozar...
ezberi de...
Ve doğası gereği "istenmeyendir" yeni olan.
***
"Yenilenme" tercihini hep siyaset yaptı, öğretmenin önüne koydu.
Öğretmen de bu yeni duruma itiraz etti her seferinde.
Çünkü yeni olan rahatsız eder.
Yıllar önce okuduklarıyla, öğrendikleriyle ve bildikleriyle otuz yıl aynı öğretmenliği yapmak müthiş bir "konfordur!"
Yeni olan, alır öğretmenin elinden konforu...
***
Elbette ki her anını verimli ve üretken olarak yaşayan öğretmen arkadaşlarımız yığınla...
Yol gösteren, siyasetçiden önce aksayanı, gerileteni teşhis eden, çözüm ve proje üreten arkadaşlarımız oldukça fazla.
Ama onların da sesi çıkmıyor.
Çünkü örgütlü değiller.
***
Yeni bir öğretim yılına başlarken öğretmenin görevi ağırdır.
4+4+4'ün yarattığı karmaşa ve belirsizlik devam ediyor.
Velinin kafası karma karışık...
Bu sisli ortamdan öğrenciyi ve veliyi düzlüğe çıkaracak olan yine öğretmen olacaktır.
Olmalıdır da...
Süreçlere etkin katılarak, müdahale ederek, sesini yükselterek görüntüyü berraklaştırmak, öğretmenin performansını, çözüm üretme yeteneğini, kriz yönetebilme kapasitesini ortaya koyması açısından bir turnusol görevi görecektir.
Yeni eğitim-öğretim yılının hayırlar getirmesi dileğiyle...

Yorum Yaz

1636 kez okundu. Yazarlar