• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
ANI ÖYKÜLERİM
ZEKAİ GÖRGÜLÜ
z.gorgulu@hotmail.com
ÖLÜME YATANLARA ALKIŞ TUTANLAR
10/11/2012
Hz. İbrahim'in, oğlu İsmail'i kurban etmesine razı olmamıştı Allah.
Allah için de olsa, Allah'a söz verilmiş de olsa insanı Allah'a kurban etmeyi kabul etmemişti Yaratan...
Oğul İsmail'in ölüme Allah için teslim oluşu, Allah ve din için nelerin feda edilebileceğine dair bir işaret taşıması bakımından da çok öğreticidir.
Ancak Allah, ölerek değil, yaşayarak bir kulluğu zorunlu kılıyor göklerden indirdiği kurbanlık koçla tüm inananlara.
Kurban bu bağlamda sadakatin, fedakârlığın, kendini "kurban" etmenin bir simgesi, sembolü, ritüeli...
"Can"ı feda eden sadakate, sadık olana, Allah'ın tavrı, "can"ı aziz ve kutsal kılması olmuştur.
Bedenin, insana ait bir mülkiyet olmadığının da ilahi kanıtı...
***
Eskiler, "Nasılsınız?" sorusuna "Emaneti gezdiriyoruz." derlerdi.
Emanet...
Kendine ait olmayan bir şeyi zamanı geldiğinde sahibine geri vermek üzere onu korumak... sakınmak... üzerine titremek...
Emanet olanı kusursuz şekilde zamanı geldiğinde sahibine teslim etmek bir kulluk borcudur.
Dünyevi olan bir dava uğruna sizde emanet olanı harcamak bir ihanettir.
Emanet verene karşı hainliktir...
***
İnsan, kendine ait olmayan bir bedenin emanetçisi olarak yer yüzünde var.
Dolayısıyla insanın, kendine ait olmayanı yani bedenini yani canını yani yaşamını bir dava uğruna, bir lider uğruna, hatta bir kutsal uğruna feda etmesi, ona kast etmesi bir fıtrat bozulmasıdır...
Bir zihin bulanıklığıdır...
Bir akıl tutulmasıdır...
***
Bir başkasının özgürlüğünü kendi canını feda ederek değil, ayakta kalarak sağlamaya çalışmak daha sağlıklı bir aklı işaret eder.
Liderin, kendine özgürlük alanı açmak için bağlılarından canlarını feda etmelerini istemesi insani bir talep değildir.
Ahlaki de değildir...
Liderin, özgürlüğünü bağlılarının/militanlarının ölümü üzerinden üretmesi bir ahlaksızlığı işaret eder.
Zira bir kimsenin canı, bir diğerinin canından daha aziz değildir.
***
Ölmek ve öldürmek üzerinden kendini var eden bir örgütün lider kadrosunun, yakalanan örgüt üyelerini "ölüme yatırması" alçakça bir "propagandadır".
"Ölüme yatırılanların" ölümleri üzerinden kendilerine yaşamsal bir alan açma histerisi, patolojik bir ruh halini de işaret eder.
***
Açlık greviyle ölüme yatanların bunu kendi özgür iradeleriyle mi, yoksa örgüt baskısıyla mı yaptığını bilmiyorum. Her iki varsayım üzerinden temellendirmeye çalışıyorum yazımı.
İradesi "özgür" olanın kendini ölüme "mahkûm" etmesi düşünülemez elbet...
"Hastalıklı" bir adanmışlık hali belki böyle bir eylemi mümkün kılabilir.
***
Kürtler, ölüme giden, ölümle sonuçlanacak bu sürece sessiz kalmamalıdırlar...
İtiraz edilmelidirler...
Genç bedenlerin ölümü üzerinden sağlanacak "hak"ları istemediklerini belirtmelidirler.
Zira birilerinin ölümü üzerinden özgürlüklerini genişletme arzusu vahşete tekabül eder.
Ve Kürtlerin Müslümanlığı da buna müsaade etmez.
***
"Kürtçü" siyasetlerini genç bedenlerin ölümü üzerinden oluşturmaya çalışanların gözlerini kan bürümüş olmalıdır.
Açlık grevlerini desteklemek, o gençlerin ölmelerini istemekle aynı şeydir.
Hatta onları "öldürmekten" başka bir anlam da ifade etmez.
Kendi evlatlarını yiyen "Kürtçü" ideolojinin Kürtler'e ölümü emrettiği görülmelidir.
***
Peki ölüm orucuna yatanların talepleri çok mu imkansızdır?
Özellikle anadilin her alanda özgürce kullanılabilmesi ve devlet tarafından da güvence altına alınması talepleri çok "insanidir" ve elbette ki imkân dahilindedir ve zaten Türkiye siyasetinin de gündemindedir.
Yani taleplerin yerine getirilmesi, siyasetin konusudur. Zemini de demokratik zemindir.
Siyasetin alanına dahil bir konuyu ölümlerle gerçekleştirmeye çalışmak isteği bir provokasyondur.
***
Çok değil, daha otuz yıl önce Kürt kimliğini tanımayan ve hatta "Kürt" sözcüğünden bölücülük hikâyesi çıkaran bir devletten, Kürtçe'yi seçmeli ders olarak okul müfredatına koyan bir devlete geldik.
Seksen-doksan yıldır "Kürtlüğü" ülkenin bölünmesi bağlamında tehdit olarak görmeye şartlanmış bir devletin dönüşümü elbette zaman alacaktır.
***
Kürtlerin devlet karşısındaki pozisyonları otuz yıl öncesinden çok farklı durumdadır ve belki beş, belki on beş yıl sonra da çok daha farklı yerde olacaktır. Ve dolayısıyla açlık grevlerinde hayatını kaybedecek gençlere de yazık olacaktır.


1375 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

ALEVİ SEMAHIYLA SAHURA KALKMAK - 20/05/2018
alevi semahıyla
ESENÇAY'DA RAMAZAN - 20/05/2018
Esençay
BİR MİRAC’A DAHA İHTİYAÇ VAR - 14/04/2018
BİR MİRAC’A DAHA İHTİYAÇ VAR
MUHTAÇ ZAYIF KİŞİLİKSİZ DUYGUSUZ VE ŞIMARIK - 13/03/2018
muhtaç... zayıf... etkisiz...
ZAHİRİ DİNDARLIK - 01/03/2018
zahiri dindarlık
KİM KAHREDECEK AMERİKA'YI - 15/01/2018
Kim kahredecek Amerika'yı
YENİ YIL HUZUR GETİRİR Mİ - 01/01/2018
Yeni yıl
İNSANLIĞI ÇOCUKLAR KURTARACAK - 26/12/2017
Dünyayı çocuklar kurtaracak
GOOGLE FACEBOOK KULLANMAYIN - 19/12/2017
Kudüs
 Devamı
Hava Durumu
Saat